Silahlı muhalif kümeler, Suriye’de 12 günde 61 yıllık Baas rejimine son verdi. Muhaliflerin başşehir Şam’a gelmesinin akabinde Beşar Esad ve ailesi Rusya’ya kaçtı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’nin devrik önderi Esad’ın kaçmasına neden olaylardan evvel Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı davetleri anlattı.
“CUMHURBAŞKANIMIZ EN ÜST SEVİYEDEN ELİNİ UZATTI”
Rejimin tükenmek üzere olduğunu gördüklerini söyleyen Hakan Fidan, “Bizim niyetimiz Esad gitsin vesaire değil. Terör sorunu üretmeyen bir Suriye’nin ortaya çıkmasıydı. Cumhurbaşkanımız da en üst seviyeden elini uzattı ve dedi ki ‘Gel bu sorunu çözelim.’ Zira artık görüyoruz bilgileri. Rejim, muhaliflerle sıcak savaşın içindeyken kendi durumunu görecek durumda değildi” sözlerini kullandı.
FİDAN, ERDOĞAN’IN ESAD DAVETİNİ ANLATTI
Fidan, 27 Kasım’dan bu yana olanları katıldığı programda değerlendirirken, Türkiye’nin Suriye’de yaşananları nasıl gördüğünü aktardı. HTŞ’nin idaresi devralmasına giden süreci pahalandıran Fidan şunları söyledi:
“Bir taraftan baktık ki durum sahiden çok berbat. Cumhurbaşkanımız da en üst seviyeden elini uzattı ve dedi ki ‘Gel bu sorunu çözelim.’ Zira artık görüyoruz bilgileri. Rejim muhaliflerle sıcak savaşın içindeyken kendi durumunu görecek durumda değildi.
“BİZİM NİYETİMİZ ESAD GİTSİN DEĞİLDİ”
Rejim tükenmek üzereydi, bunu görüyorduk. Anlayıp da kondurmak istemediğimiz sorun, bu kadar bilgi varken rejimin iktisadı çökmüş, kurumları çökmüş, halk temel gereksinimlerden yoksun, beşerler yerinden edilmiş. Bununla ilgili başlatılan süreçlere rejim ardını dönmüş durumdaydı. Bizim niyetimiz Esad gitsin vesaire değil. Bizim niyetimiz Suriye halkını mutlu eden, terör sorunu üretmeyen bir Suriye’nin ortaya çıkmasıydı.
“NE KONUŞACAĞIMIZI BİLİYORLARDI”
Kendilerine nitekim içtenlikle yaklaştık lakin hiçbir formda bu mevzuyu konuşmak istemediler. Daha doğrusu bizim ne konuşacağımızı biliyorlardı. Türkiye’nin koşul diye ortaya koyduğu şey, kendi halkınla barış, milyonlarca insanı al meskenine, geri dönmesine müsaade ver. İnsani bir şey istiyoruz. Lakin rejim kendi halkını maalesef düşman olarak gördüğü için bu konuşmaya bile girmedi. Rejim de karar alma noktasında yalnız değildi. Rusya’nın ve İran’ın tesiri altındaydı. Ve bugünkü basamağa geldik.”
