“Birleşen Yollar” ve “Huzur Sokağı” romanlarıyla tanınan aktivist, muharrir ve gazeteci Şule Yüksel Şenler, vefatının 5. yılında Şule Yüksel Şenler Vakfı’nda gerçekleştirilen programla anıldı.
Program öncesinde Mihrişah Sultan İmareti ve Haziresi’nde bulunan Şenler’in mezarı başında Kur’an-ı Kerim tilaveti gerçekleştirildi.
Daha sonra Şule Yüksel Şenler Vakfı Yönetim Kurulu Lideri Dr. Leyla Şahin Usta, Vakfın Hizmet Binasında düzenlenen anma programının açılışında yaptığı konuşmada, muharririn Türkiye’nin en karanlık devirlerinde korkusuzca, hamaseti ve zarafetiyle çıkıp İslam için, gelecek jenerasyonlar için ömrünü mefkurelerine ve davasına adadığını, mücadeleci bir bayan olduğunu söyledi.
Usta, vakit ve yerler değişse de müellifin bıraktığı mirasın değişmediğini belirterek, “Aynı azim ve kararlılıkla gerisinden bu milleti davasız bırakmayacak binlerce evladı olan Şule Abla’yı bir sefer daha rahmetle ve minnetle anıyoruz.” dedi.
Usta, vakıf olarak Şule Yüksel Şenler’in hayatını filmleştirmek istediklerini tabir ederek, “Onun hayatını anlatırken Şule Abla’nın ruhuna dokunmayacak, ona ziyan vermeyecek, mirasına sahip çıkacak bir iş ortaya çıkarmamız gerekiyor. Vakfımız daha yeni bir vakıf olduğu için bu bahiste çalışıyoruz. Yeterli bir üretimci ve bütçe bulunursa dileğimiz, hayalimiz hayatını sinema haline getirmek. Onun uğraşını sinema olarak anlatmak istiyoruz.” biçiminde konuştu.
Yapımcı, direktör ve senarist Ali Osman Emirosmanoğlu, “Bir mecmuada Şule Hanım’ın “Huzur Sokağı” tefrikası yayınlanıyordu. Onu okuyunca Yücel (Çakmaklı) ve ben çok etkilendik. Dedik çabucak Şule Hanım’la görüşelim. ‘Bitirdiyseniz biz yapıtınızı topluca okumak istiyoruz’ dedik. Okuyunca bizim için tam bir çıkış kıssası dedik. Artık de burada senaryoyu görünce çok etkilendim. Ortadan 60 yıl geçmiş. Benim sanat hayatımın birinci sineması. Beni yönlendiren bu alanda devam etmemi sağlayan sinema.” dedi.
Programda muharrir Demet Tezcan da “Şule Abla’nın hayatını ben 2005 yılında kaleme aldım. O devirde Şule Yüksel Şenler ismine yüzleştirmeler de gerçekleştirmem gerekiyordu. Bunlardan birisi de merhum Yücel Çakmalı idi. Çok heyecanlandı. ‘Ben birinci sinemamı Şule Hanım’ın romanıyla yazdım. Hadi bu kitabı bitirin de hayatını çekelim.’ dedi lakin ömrü vefa etmedi.” sözlerini kullandı.
Türkiye Yazma Eserler Kurumu (TYEK) Lideri Dr. Coşkun Yılmaz, Türkiye’de ulusal sinema akımının öncü isimlerinden birinin Yücel Çakmaklı olduğunu lisana getirerek, “Şule Hanım’ın yapıtı bu akımın en çarpıcı örneği. Sonraki yapılan bütün üretimlere karşın daima varlığını sürdüren bir eser. Ulusal sinema ekolünden bahsedilecek olursa Ali Osman (Emirosmanoğlu) Bey’e borcumuz olduğu kayıtlara geçsin istiyorum. Geç kalmış bir hakkı teslimdir.” halinde konuştu.
Eski Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü ise büyük bir iş yapıldığını tabir ederek, “Her şeyin yasak olduğu bir vakitte o nasıl bir ruhtur ki tek başına uğraş ediyor. Her yerde anlatıyor. Bir sembol haline geliyor. İnanılmaz bir seyahat. Bunu her daim içimizde taze tutmamız lazım. Buradaki bayanlara vazgeçmeyen bayanlar diyorum. Benim birinci seyrettiğim sinema sineması ‘Birleşen Yollardı’.” dedi.
